DOLAR
40,9825
EURO
47,6257
ALTIN
4.392,79
BIST
11.312,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
32°C
İstanbul
32°C
Açık
Cumartesi Açık
29°C
Pazar Parçalı Bulutlu
28°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
28°C
Salı Açık
28°C

Her zaman ödül vermek rüşvete dönüşebilir!

Her zaman ödül vermek rüşvete dönüşebilir!
22.08.2025 11:09
6
A+
A-

Çocuklarda disiplinin 3 yaşından itibaren başladığını belirten uzmanlar, her yaşa uygun şekilde devam etmesi gerektiğini söylüyor.

Disiplin sürecinde ödül-ceza dengesine dikkat çeken Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Ödül-ceza mekanizmasında unutulmaması gereken en önemli nokta, üç ödüle karşılık bir ceza olmasıdır. Esas olan ödül mekanizmasıyla gitmektir. Ama ödül rüşvete dönüşmemeli.” dedi. Yanlış cezalandırmalar arasında bağırma, dövme, aşağılamanın yer aldığını ifade eden Kilit, doğru yöntemin ise hak mahrumiyeti olduğunu vurguladı. Küçük çocuklarda cezaların 3 günden uzun sürmemesi gerektiğini de kaydeden Kilit, disiplinin ‘kibar ama kararlı’ bir şekilde verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, çocuk disiplininde ödül-ceza dengesinin nasıl kurulması gerektiği ve doğru disiplin yöntemlerinin nasıl uygulanması gerektiği hakkında bilgi verdi.

Önemli olan, davranışın artırılması ya da azaltılması…

Çocukların disiplinin 3 yaşından itibaren başladığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Ardından her yaşa uygun şekilde bir disiplin verilerek devam eder. Disiplin, edimsel koşullandırma sistemiyle başlatılır.” dedi.

Edimsel koşullandırmanın, pekiştireçler ve cezalandırıcıları içeren bir süreç olduğunu aktaran Kilit, “Burada önemli olan, çocuğun yapmış olduğu bir davranışın arttırılması veya azaltılması yönündeki sistemlerdir. Mesela, çocuk yeni yemekleri tatmak istemiyorsa pozitif pekiştireçlerle davranış artırılabilir. Çocuk evde pişen yemeği tattıktan sonra, hemen arkasından onun sevmiş olduğu yemekten biraz vererek yeni yemekleri tatma davranışını pekiştirebiliriz.” şeklinde konuştu.

Her zaman ödül vermek rüşvete dönüşebilir!

Ödül-ceza mekanizmasında unutulmaması gereken en önemli noktanın, üç ödüle karşılık bir ceza olması gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Esas olan ödül mekanizmasıyla gitmektir. Ama buradaki en büyük risk, ödülün rüşvete dönüşmemesi gerekliliği. Yani çocuğa bir şey yaptırmak için her zaman ödül verilmez. Çünkü iş rüşvete doğru döner.” dedi.

Ceza sisteminde pozitif cezalar ve negatif cezalar olduğunu dile getiren Kilit, “Pozitif ceza, yapılan davranışın artmasını sağladığı için her ne kadar adı pozitif olsa da aslında istemediğimiz bir yöntem olarak karşımıza çıkar. Yani çocuğu dövmek, çocuğa bağırmak, çocuğu aşağılamak, çocuğu odasına kilitlemek ve odasından saatlerce çıkmasına izin vermemek gibi cezalardır.” açıklamasını yaptı.

Doğru cezalandırma, hak mahrumiyeti şeklinde olmalı!

Doğru cezanın nasıl olması gerektiğine değinen Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Doğru cezalar hak mahrumiyeti şeklinde olmalı. Tıpkı bizim normal hayatta yapmış olduğumuz hatalar karşılığında bize verilen cezalar gibi. Mesela bir çalışan ay boyunca işe gitmez, görevlerini yerine getirmezse kimse ona bağırmaz, dövmez, azarlamaz; ama parasını vermez. Çocuğa da bu mantıkla ceza verilmeli.” dedi.

Doğru ceza sistemine örnek veren Kilit, sözlerini şöyle tamamladı:

“Diyelim ki çocuğun bugün yarım saat ekran kullanma süresi var. Ama o gün yarım saatine uymadı ya da ödevini yaptıktan sonra yarım saat ekran kullanma süresi var fakat o gün ödevini yapmadı. Ne olmalı? O gün yarım saat ekran kullanma süresini almamalı. Ama ertesi gün üstüne düşen sorumluluğu yerine getirirse o yarım saati tekrar almalı. Cezalar üç günden fazla verilmez. Özellikle küçük çocuklarda üç günden fazla cezayı çocuk kafasında tutamaz, neden cezalandırıldığını bile hatırlamaz. O yüzden doğru cezalandırma, hak mahrumiyeti şeklindedir ve çocuğa bu durumun kibar ama kararlı bir şekilde anlatılması gerekir. ‘Kibar ama kararlı’ buradaki anahtar kelimedir.”