Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2025 yılı ilk çeyrek verilerini açıkladı. İç satışlar yüzde 15 azalırken, ihracatta daralma eğilimi devam etti. İç pazarın zayıflamasının ve küresel ticaretteki gerilimlerin sektörün kırılganlığını artırdığına dikkat çekildi. TÜRKBESD üretim gücünün korunması için iç talebi destekleyecek yapısal adımların ve dış pazarlardaki rekabetçiliği koruyacak politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini paylaştı.
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), sektörün 2025 yılı Ocak-Mart dönemine ilişkin verilerini ve sektörün mevcut durumuna ilişkin değerlendirmelerini paylaştı. Arçelik, BSH, Dyson, Electrolux, Haier Europe, LG, Miele, Samsung, Versuni (Philips) ve Vestel gibi yerli ve uluslararası üretici, ithalatçı firmaları bünyesinde barındıran TÜRKBESD’in verilerine göre, Ocak-Mart döneminde iç satışlar bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 15 oranında geriledi. İhracattaki daralma eğilimi devam etti ve adet bazında ihracat yüzde 3 azaldı. Toplam üretimde ise yüzde 4’lük bir düşüş kaydedildi. Mart ayı özelinde de sektör genelinde zayıf seyrin sürdüğü görülüyor. İç satışlarda Mart ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 17 oranında düşüş yaşanırken, ihracatta baz etkisi kaynaklı yüzde 2’lik sınırlı bir artış kaydedildi. Üretim adetlerinde ise yüzde 6 oranında bir azalma gerçekleşti.
İhracatta üst üste üç yıldır devam eden düşüş, Türkiye’nin beyaz eşya sektöründeki güçlü konumu üzerindeki olumsuz etkisini sürdürürken 2025, hem ihracat hem iç pazarda zorlukların derinleştiği bir yıla işaret ediyor. Sektörün son yıllarda yaşadığı ihracat kayıplarına karşılık dengeyi sağlayan iç satış canlılığı da zayıflamaya devam ediyor. ABD ve Çin başta olmak üzere büyük pazarlardaki gerilimler de sektördeki belirsizlikleri artırıyor. İhracat pazarlarındaki daralma ve yüksek maliyet baskılarına karşılık; sektörün üretim kapasitesi, rekabetçilik ve istihdam gücünü koruması için ihracat ve iç talebi destekleyecek yapısal politikalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor.
Dış pazarlardaki rekabetçiliğin korunması büyük önem taşıyor
60 bin doğrudan, 600 bin dolaylı istihdam kapasitesiyle Türkiye ekonomisinin lokomotif alanlarından biri olan beyaz eşya sanayinin 32 milyon adetlik üretim ve 22,5 milyon adetlik ihracat kapasitesi bulunuyor. Türkiye’nin beyaz eşya ihracatının yüzde 75’inin Avrupa pazarına gerçekleştiğine dikkat çeken TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “Çin’den Avrupa Birliği’ne yönlenebilecek ihracat, sektörümüzün temel ihracat noktası olan Avrupa’da daha fazla pazar kaybedilmesine yol açabilir” değerlendirmesini paylaştı.
Sığın “Küresel talep daralmasının devam etmesi ve artan ticaret gerilimlerine ek olarak ülkemizde çelik ve plastik hammaddesi gibi temel girdilerdeki korumacılık kaynaklı maliyet artışları sektörümüzü olası risklere karşı daha kırılgan hale getirmektedir. Bu gelişmeler, ülkemizin katma değerli üretimine ve ihracatına sağladığımız güçlü katkının zayıflamasına sebep olmaktadır” dedi. Sürdürülebilir büyüme ve istikrar için maliyet yapısının korunmasının büyük önem taşıdığının altını çizen Sığın, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) gibi ihracat destek mekanizmalarının kritik bir rol oynadığını ifade etti. Sığın, dış pazarlardaki payın öncelikli olarak korunması ve geri kazanılması için atılacak stratejik adımların büyük önem taşıdığını belirtti.
Enerji verimli ürünler için teşvik çağrısı
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, ekonomik ve sektörel sürdürülebilirliğin önemli bir anahtarının da enerji verimli ürünlerin yaygınlaşması olduğuna değindi ve şunları söyledi: “Bilindiği gibi, sektör olarak, teknoloji gelişimi ve inovasyonlarla her geçen gün daha yüksek enerji tasarrufu sağlayan ürünler geliştiriyor ve piyasaya sunuyoruz. Bu ürünler, doğal kaynakların korunmasının yanı sıra tüketicilerimizin bütçelerine de katkı sağlamaktadır. Enerji verimli ürünlerin kullanımının artması, ülkemizin yıllık enerji tasarruf miktarını yükselterek kaynakların etkin kullanımını desteklemenin ötesinde, sektörümüze üretimde güç kazandıracak ve ihracat potansiyelimizi artıracak önemli bir kaldıraç işlevi görecektir.”
Bu konuda yürütülen bir çalışmaya da değinen Özkadı, sürekli çalışır durumda olan buzdolabı ürünleri incelediğinde, 2014 yılına kıyasla bugün yüzde 16 enerji tasarrufu sağlandığını paylaştı. “Bu 10 yıllık sürede buzdolaplarının hacminin de yüzde 18 arttığını düşünürsek yalnızca tek bir ürün grubunda elde edilen bu tasarruf hepimiz için büyük bir kazanıma işaret ediyor” diyen Özkadı, bu bağlamda çevresel sürdürülebilirlik ve ekonomik verimlilik hedefleri doğrultusunda tüketicilerin enerji verimli ürünlere erişimini kolaylaştıracak vergi indirimi veya finansman desteği gibi teşviklerin milli servetimize değerli katkılar sağlayacağına inanıyor ve bu alanda destek bekliyoruz” dedi.
İç pazar canlılığı sektörün dayanak noktası
Yüksek seviyede seyreden kredi kartı faiz oranları özellikle beyaz eşya gibi günlük yaşamın vazgeçilmez ürünlerinde tüketicilerin alışveriş kararlarını etkileyen önemli bir unsur haline geliyor. TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, “Tüketicilerin alım gücünü destekleyecek şekilde kredi kartı faiz oranlarının makul seviyelerde tutulması ve taksitlendirme imkanının artırılması, iç talep dinamiklerinin canlı tutulmasına destek olacaktır” dedi. Sözlerini “Bu nedenle, kredi kartı faiz oranlarının makul seviyelere çekilmesi ve taksitlendirme imkanlarının artırılması, tüketicilerin alım gücünü destekleyecek, iç talep dinamiklerinin canlı tutulmasına katkı sağlayacaktır. Bu noktada yeniden belirtmek gerekir ki iç pazar canlılığı ihracatta kalıcı hale gelen azalmayı dengeleyerek üretim ve istihdamın korunması için son derece kritik görülmektedir” diye sürdüren Kuseyri, “Tüketicilerin alım gücünü ve iç pazarın canlılığını koruyacak, ihracat rekabetçiliğimizi güçlendirecek her türlü yapıcı adım hem sektörümüz hem de ülke ekonomisi için olumlu katkılar sağlayacaktır” dedi.
Girdi maliyetleri baskı yaratıyor
Beyaz eşya gibi kritik imalat sanayi sektörlerinde çeşitli çelik ürünlerinin temel girdi olarak kullanıldığını hatırlatan TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, farklı türevlerdeki yassı çelik ürünlerinin, sektör için stratejik öneme sahip olduğunu ve toplam maliyetlerin yaklaşık yüzde 17’sini oluşturduğunu söyledi. Özellikle son dönemde çelik ürünlerine yönelik açılan ticaret politikası soruşturmalarının bu açıdan kritik olduğunu belirten Yavuz, “Sıcak haddelenmiş yassı çelikle başlayan anti-damping süreçleri, paslanmaz çelik, galvanizli ve boyalı sac gibi ürünleri de kapsayacak şekilde genişlemiştir. Bu soruşturmalar, girdi maliyetlerimizi artırarak sektörümüzün rekabet gücü üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır. Dahası, bu ürünlerin bir kısmı, yerli üretimle ikame edilemeyecek özellikte olup, talep edilen kalite ve ölçülerde yalnızca yurtdışından temin edilebilmektedir. Bu çerçevede, ticaret politikası soruşturmalarının sektörel ihtiyaçlar dikkate alınarak ve ülkemizin bütüncül çıkarları doğrultusunda yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Sektörümüz, katma değerli üretime ve ihracata sağladığı güçlü katkıyla, ekonomik büyümenin ve sanayimizin gelişiminin temel aktörlerinden biridir. Bu nedenle, kullanıcı sektörler üzerinde maliyet baskısı oluşturarak üretim maliyetlerini artıracak ve enflasyonist etkilere yol açabilecek önlemlerden kaçınılması gerektiğini değerlendiriyoruz. Ticaret politikası uygulamalarının, kamu yararı gözetilerek ve sanayi üretimini destekleyecek şekilde neticelendirilmesini bekliyoruz” dedi.