Uzun bir süredir müttefiklerini aşağılayan, gümrük vergileri uygulayan ve hatta ilhak tehdidinde bulunan Trump yönetiminin, Çin ile tırmanan ticaret anlaşmazlığında aniden yardıma ihtiyacı oldu. Yönetim, Trump’ın zorbalığına boyun eğmek istemeyen Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’e karşı baskı kurmak için müttefik arayışına girdi.
Müttefik Arayışı ve “Çin Kuşatması” Stratejisi
Hazine Bakanı Scott Bessent, Japonya, Güney Kore ve Hindistan gibi ABD müttefiklerinin yakında Washington ile ticaret görüşmelerinde bulunacağını, Vietnam’ın da aynı şeyi yapacağını belirtti. Bessent, bu görüşmelerin ortak hedefinin “Çin’i yeniden dengeye getirmek” olduğunu ve “Çin’in kuşatılmış durumda” olduğunu iddia etti.
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt ise, müttefiklerin ABD’ye olan ihtiyaçları nedeniyle yardıma istekli olduklarını savundu ve “Telefonlar durmadan çalıyor. Amerika Birleşik Devletleri’ne, pazarlarımıza ve tüketici tabanımıza ihtiyaçları olduğunu çok açık bir şekilde belirttiler” dedi.
Trump’ın Müttefiklerle İlişkileri
Ancak Trump’ın geçmişteki tutumu, bu müttefiklik arayışını zorlaştırıyor. Trump, göreve geldiğinden beri Avrupa Birliği’ne hakaret etmiş, Kanada’yı ele geçirmekle tehdit etmiş ve Meksika’ya sert tarifeler uygulamıştı. Yeni Kanada Başbakanı Mark Carney, ülkesinin Washington ile geleneksel ilişkisinin sona erdiği konusunda uyarıda bulunmuştu.
Trump ayrıca, müttefikleri içeren Trans-Pasifik Ortaklığı’ndan çekilmiş ve Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nı da sona erdirmişti. Bu adımlar, ABD’nin müttefikleriyle ekonomik iş birliğini zayıflatmıştı.
Uzman Yorumları
Obama yönetiminde Ekonomik Danışmanlar Konseyi’ne başkanlık eden Jason Furman, ABD’nin şu anda “dünyadaki herkes için inanılmaz derecede güvenilmez bir ortak” olduğunu ve tekrar nasıl güvenilir hale gelineceğini bilmediğini söyledi.
Londra Ekonomi Okulu’ndan uzmanlar da, Trump’ın müttefiklerle ilişkilerinin ABD’nin Çin’e karşı birleşik bir cephe oluşturma çabalarını zorlaştıracağını belirtiyor.
Trump yönetiminin Çin’e karşı müttefik arayışı, ekonomik ve jeopolitik çıkarlar açısından mantıklı bir adım olarak görülse de, Trump’ın geçmişteki müttefik karşıtı söylemleri ve politikaları bu çabaların başarısını tehlikeye atıyor. Müttefiklerin Trump’a güvenip güvenmeyeceği ve Çin’e karşı ortak bir cephe oluşturup oluşturmayacağı belirsizliğini koruyor.