Üsküdar Üniversitesi ve Darülaceze Başkanlığı iş birliğinde yürütülen ‘Hatırla Beni’ projesi, Darülaceze’de düzenlenen programla tamamlandı.
Proje araştırmacılarından Üsküdar Üniversitesi Öğr. Gör. İdil Arasan Doğan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen kapanış programında 10 hafta boyunca Darülacezede yürütülen projeye ilişkin tecrübeler paylaşıldı.
Öğr. Gör. Doğan: “Hem hastalara hem de bakımverenlere olumlu katkıları oldu”
‘Hatırla Beni’ projesinin bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu belirten Öğr. Gör. İdil Arasan Doğan 10 hafta boyunca sürdürülen projede anımsama terapisi ile bilişsel uyarım grup terapileri uygulandığını söyledi. “Aynı zamanda bakımverenlere yönelik psikoeğitim programımızı da gerçekleştirmiş bulunuyoruz.” diyen Doğan, bu projenin yaşlı hastaların iyilik haline etki eden olumlu bir çıktısı olurken aynı zamanda bakım verenlere ve çalışanlara yönelik de olumlu katkıları olduğunu ifade etti.
Doğan, “Bu proje psikososyal, erişilebilir ve yenilikçi bir ileri yaş modeli olarak sunulabilecek ve demanslı yaşlılarımız üzerinde uygulanabilecek örnek projelerden birisidir. Kısa bir süre sonra bir TÜBİTAK projesini uygulamak üzere yine Darülaceze’de yer almak istiyoruz.” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Gümüş: “Bir ülkede yaşlı nüfusun artıyor olması birçok dinamiği yerinden oynatır”
Proje yürütücüsü Üsküdar Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Gümüş Demir konuşmasında ‘Hatırla Beni’ projesi ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Bugün ‘Hatırla Beni’ projesini tamamlamanın mutluluğu içindeyiz. İleri yaş bireylerle yapılan her araştırmanın her projenin son derece değerli olduğunu düşünüyorum. Çünkü dünya genelinde yaşlı nüfus giderek artıyor. DSÖ başta olmak üzere sağlık otoritelerinin gündeminde yaşlı nüfusa yönelik yeni projelerin yeni atılımların ortaya konması yer alıyor. Bir ülkede yaşlı nüfusun artıyor olması birçok dinamiği yerinden oynatır. Sosyoekonomik, politik, sağlık politikaları yönünden birçok yeniliğin yerine getirilmesi gerekiyor. Biz de bu projemizle ilgili alanda bir adım atmak, katkı sunmak ve toplum içerisinde bu konuya dikkat çekmek istedik. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum, en büyük teşekkürümü de projenin başkahramanı olan Darülaceze sakinlerine ediyorum.”
Prof. Dr. Arıboğan: “Hayata dokunarak yaptığımız projeler bizler için çok büyük bir bilimsel kazanım”
Program kapsamında konuşma yapan Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan Darülaceze’de bulunmaktan mutlu olduğunu dile getirerek, “Kendimi evimde, yuvamda hissediyorum. Darülaceze herkesin kapısı aslında, hepimizin aciz olduğu zayıf düştüğü dönemler oluyor. Gitmesek de orada bizim için her an açılabilecek bir kapının olduğunu bilmek bizler için çok önemli bir güvenlik duygusu sağlıyor.” dedi.
Bir akademisyen olarak üniversitelerin bu tür projelerle çok büyük kazanımlar elde ettiğini düşündüğünü belirten Arıboğan, “Aksi halde üniversitede hocalar sadece kendi kapılarının, duvarlarının arkasında okudukları kitaplar üzerinden dünyayı anlamaya, tanımlamaya çalışıyor olacaklar. Burada hayata dokunarak yaptığımız projeler aynı zamanda bizler için çok büyük bir bilimsel kazanım.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Arıboğan: “Ortalama ömür uzadıkça yeni zihin dünyaları keşfedeceğiz”
İnsanoğlunun ileri yaşlılığı yeni yeni öğrendiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan şunları dile getirdi:
“200 yıl önce insanların ortalama ömrü 40 yıl, 20. yüzyıla başladığımızda 50 yıla çıktığında çok memnun olduk. 2015 yılında Afrika da dâhil tüm dünyada insan ömrü ortalama 75 yıla çıktı. Bizim gibi ülkelerde 80 yaş ve üzeri ortalama yaş görülmeye başladı ve bu 90’ları 100’leri bulacak. Böyle olduğunda ilk defa karşılaştığımız yeni yaşamlar, yeni zihin dünyaları, yeni hastalıklar, yeni kazanımlar ve yeni bilgelikler keşfedeceğiz. Biz de bir yandan öğreniyoruz ve yeni nesiller için bu bilgileri topluma katkı sağlayacak şekilde işlemden geçiriyoruz. Bu bir proje kapanış toplantısı olmakla birlikte daha yeni projelerin de açılışı olacak inşallah.”
Hamza Cebeci: “Darülaceze’yi değerli kılan taş binalar değil”
Toplantı kapsamında konuşma yapan Cumhurbaşkanı Danışmanı ve Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci, “Sadece Üsküdar Üniversitesi ile proje yürütmüş olmasından dolayı Darülaceze şanslı değil, Üsküdar Üniversitesinde okuyan gençlerimiz hepimizden daha şanslı. Gerek Prof. Dr. Nevzat Tarhan hocamız gerekse Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan hocamız sadece Türkiye’nin bildiği, tanıdığı değil uluslararası bilinen tanınan iki kıymetli profesör.” dedi.
Darülacezeyi canlı, dinamik ve uluslararası saygın bir yere taşıma görevinin hem çalışanların hem de gönüllülerinin ve paydaşlarının işi olduğuna vurgu yapan Cebeci, “Yoksa buradaki taş binalar değil burayı değerli kılan. Buradaki hizmet anlayışı, insana bakış ve düşünce Darülaceze’yi gerek Türkiye’de gerek dünyada farklı bir yere taşıyor, farklı bir yere koyuyor.” şeklinde konuştu.
Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri projesinin İngiltere’de uluslararası bir ödül aldığını da hatırlatan Cebeci, “Dünyaya örnek olacak bir faaliyetin bir hizmetin içindeyiz. Yeni sosyal yaşam şehrimizin açılışı yapıldı. Yılbaşından itibaren kayıtlar alınacak, Mayıs ayı sonunda da inşallah hizmet vermeye başlayacak.” dedi.
Prof. Dr. Tarhan: “Uygulanan sistem bulmaca çözmekten daha iyi”
‘Hatırla Beni’ projesi kapanış programı kapsamında konuşma yapan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Nevzat Tarhan ise gönülden sevilerek yapılan işlerin etkisinin daha güçlü olduğuna vurgu yaptı. Tarhan, “Bu tarz projeler gönüllülük, adanmışlık gerektiren projeler. Kişiler ne kadar proje ile ilgili teorik bilgilere sahip olsa da duygularını kattıkları zaman o projeler ciddi bir karşılık buluyor. Çünkü ‘Hatırla Beni’ teoriye duygunun katıldığı bir proje. Bu nedenle enerjisi ve yansıması farklı oluyor. Ciddi bir karşılık buluyor” dedi.
Projeyle hafif evre demans tanısı bulunan Darülaceze sakinlerine, yarısını unuttukları bir şarkı ya da bir atasözü gibi bilgilerin tekrar hatırlatıldığını belirten Tarhan, “Bu tarzda tekrarlar yapılması bilişsel tedavi diye bilinen uzak bellek, yakın bellek ve işleyen belleği çalıştıran bir sistem. Bulmaca çözmekten daha iyi. Beyninize çomak sokarsanız yeni yollar oluşturur, daha uzun yaşar” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Tarhan: “Vücudumuzdan önce beynimizin yaşlanmaması önemli”
Projeyle öğrenilen bilgilerin, yapılan egzersizlerin çoğunun projeden sonra da sürdürülmesinin çok faydası olduğuna dikkat çeken Tarhan, sürdürülebilirliğin önemine vurgu yaptı ve şunları dile getirdi:
“İnsan ömrü Allah’ın takdirinde ama o arayı kaliteli yaşayabilmek önemli. Şu anda sağlıklı yaşlanma deniyor. Vücudumuzdan önce beynimizin yaşlanıp yaşlanmaması daha önemli. Beynimiz dinç olursa vücudumuz da dinç oluyor. Beyin vücudumuzun yüzde 2’si ağırlığında ama vücuda giren oksijen ve glikozun yüzde 25’ini kullanıyor beyin. Beyni canlı tutabilmek için de beyin dostu yaşam gerekiyor. Beyin kuyu gibidir. Kuyudan su çektikçe nasıl kuyu açılır, beyin de çalıştıkça açılıyor. O nedenle bir şey okuduktan sonra onu tekrar etmek değil de onunla ilgili yorum yapmak gerekir.”
Prof. Dr. Tarhan: “Sosyallik beyni genç tutuyor”
Ortalama yaş kadınlarda daha yüksek, sadece Türkiye’de değil, dünyada böyle diyen Tarhan, “Bunun sebebi onlardaki paylaşımcılığın yüksek olması. Yalnızlığı gidermek, paylaşmak için sürekli sohbet ediyor, daha sosyal oluyorlar. Sosyallik de beyni dinç tutuyor. Bu şekilde zamanı dolu dolu yaşayarak kaliteli yaşlanmak mümkün.” Şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Tarhan: “Burada yaptığımız gibi projeler zihinsel kamçı gibi…”
Son zamanlarda da süper yaşlılık kavramının gündeme geldiğini dile getiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Mesela kişi 100 yaşına geliyor hala dinç. Çünkü doğru yaşıyor, yattığı kalktığı saat belli. Sürekli okuyor, zihnini çalıştırıyor, canlı tutuyor. O nedenle burada yaptığımız gibi projeler zihinsel kamçı gibi projeler. Bunları devam ettirebilmek çok önemli.” dedi.
Darülaceze’nin son yıllarda ciddi işler yaptığına dikkat çeken Tarhan, “Hamza başkanımıza bunun için teşekkür ediyorum. Gönlü burada olan biri. Bu tür bir liderlik zaten bütün kurumları yükseltir.” dedi.
Tarhan, Hz. Peygamberimizin ‘sizin yaşlılarınız olmasaydı musibetler sel gibi üzerinize gelecekti’ ifadelerini hatırlatarak, bunun ileri yaştaki insanların duasının çok makbul, kıymetli demek olduğunu kaydetti ve Darülaceze sakinlerinden Gazze için dua etmelerini isteyerek sözlerini tamamladı.
Konuşmaların ardından projeye dâhil olan Darülaceze sakinlerine, Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan ve Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci tarafından sertifika verildi.